Gülsüm eski komiserdi. Kocasıyla birlikte 2016 yılında kasım ayında ihraç olmuşlardı. Birkaç ay sonra da eşiyle birlikte gözaltına alınmışlar. Çıkarıldıkları sulh ceza mahkemesince kocası cezaevine gönderilmiş. Kendisinin dosyası ise denetimli serbestlik çerçevesinde görülmüştü. Kocası Silivri cezaevinde kalıyordu. Görüş günlerinde onu ziyaret ediyor. Çocuklarını sırayla görüşe götürüyordu.Çoğu kaderdaşı gibi bir geliri yoktu. Ellerinde az buçuk para ve bir tane arabaları vardı. Arabalarını zaten ihraç olur olmaz satmışlardı. Türkiye'de devam eden hukuk düzeninin mallarına çökmesini istemişlerdi İstanbul'da iki çocuk okutup ayrıca cezaevinde bir kocaya bakmak hiç kolay bir iş değil. Memleketine dönse ziyaretlere gelip gidemeyecek. Ya da bir dünya yol parası verecekti. Bu yüzden de Gülsüm Hanım İstanbul'da kalmayı seçmişti. Hem içerideki kocasını mağdur etmek istemiyor hem de çocuklarının az da olsa babalarıyla büyümelerini umuyordu. Gülsüm'ün bir gün aile dostlarından birini ziyarete geldi. Bu günümüzün kahramanı insan her ay belli bir miktar para ayırıp çocukların eğitimine destek olmaya çalışıyordu. Belki verdiği para çok bir şey değildi ama durumunuz yoksa en ufak bir ekstra gelir bile sizin için hayati öneme sahiptir. Büyük oğlu liseye gittiği için okula belediye otobüsüyle gidiyordu. Kızı ise ilkokula gidiyordu annesi ile birlikte. Misafirin verdiği para büyük oğlunun akbil parasına küçüğün ise servis parasını kurtarıyordu. O hafta ki görüşe gittiğinde kocasına servis planından bahsetti. Kocası da bu durumu sevindi. Hem ailesine az buçuk da olsa destek olan birilerinin olmasından hem de çocuklarının rahat edecek olmasından. Bu mutlulukla görüşten çıkan gülsüm hanım cezaevi giriş sırasında uzun zamandır görmediği bir kaderdaşını gördü. Bu arkadaşıyla kocaları aynı koğuşta birlikte kalmışlardı. Koğuş değişikliğiyle ayrılmışlardı. Hal hatır sorduktan sonra biraz durumlarından bahsedince. Gercek gün yüzüne çıktı. Bu kadın köyüne taşındığını ve beş ay sonra ilk defa görüşe geldiğini öğrendi. Gülsüm hanım da durumu kavradı. Çocuklarının ulaşımı için ayırdığı parayı zorla kadının çantasına soktu. Eve geldiğinde büyük oğluna yine eskisi gibi okula yürüyerek gitmesi gerektiğini anlattı. Şahit olduğu durumu söylediğinde oğlu ‘Tamam anne ben zaten yürümeyi daha çok seviyorum’ dedi. Küçük kızına i̇se bir şey söylemedi.