irfan

11 Ocak 2024 6 dk oku
irfan

İrfan: Yolun Başındaki Hükümlü

Üç yıldan beri içerideyim. Daha dokuz yıl sürecek. İlk günlerde cezalar gidip geleceğiz düşüncesi içindeydik, ama içerideki arkadaşlarımızın durumu bize bir gerçeği öğretmişti. Kalan yıllarımı düşünmekten başka çarem yoktu.

Aylar hızla geçiyordu. İçeriye mektup yazma çabalarımız, içeriye haber taşıma çabalarımız... O sırada bir ceza aldım. Esnaflar, cezaevindeki değişimi merak ederken, ben bu yeni düzenin bir parçası olmaya iyice alışmıştım. Bu süre zarfında üniversite sınavına hazırlandım, hukuk okuyup avukat olmayı hayal ettim. Ama çalışsam da, kazanamadım. İki sene boyunca sınavlardan olumsuz sonuçlar aldım.

Ceza süremin sona ermesiyle birlikte, yeni bir konu arayışına girdim. Ancak, sınavlara odaklanmaya çalıştığım dönemde bir türlü istediğim başarıyı elde edemedim. Belki de hayatımdaki karmaşa içinde kaybolmuştum.

Günlerim monotondu. Geleceğimle ilgili ümitlerim tükenmiş gibiydi. Her günü aynı rutinde geçiriyor, çözümsüz sorunlarla boğuşuyordum. İçimde bir boşluk vardı, ancak ne yapacağımı bilemiyordum.

Bir gün, cezaevindeki arkadaşım Taner, beni dışarıda bekleyen birinin olduğunu söyledi. Bu beklenmedik durum, içimi bir umut dalgasıyla doldurdu. Kim bu kişi, ne istiyordu?

Zeliha, Taner aracılığıyla bana ulaştı. Bir tanıdığı vardı ve benimle tanışmak istiyordu. İlk başta şaşkın olsam da, bu beklenmedik gelişme içindeki gri günlerime bir ışık gibi düşmüştü.

Emine ile tanıştığımızda, içimdeki umut biraz daha yeşerdi. Belki de hayatım, içinde bulunduğum karanlık dönemden çıkıp, yeni bir başlangıca evrilecekti.

Belki de bu tanışma, içsel boşluğumu dolduracak, hayatıma yeni bir anlam katacaktı. Edindiğimiz deneyimler ve bu beklenmedik arkadaşlık, belki de beni içsel hapishanemden kurtaracaktı. Yeni bir sayfa açıyorduk.

Isvicreli yusuf

Her eline kagit kalem olan yazar mi olur arkadasim?