Aile bulduğu bir yere oturdu. Dinlenmeye basladı. Kaçakçılar da yanlarında getirdikleri büyük beyaz çuvalın içerisinden malzemelerini çıkarmaya başladılar. Şişmemiş bir bot, pompa, iki tane plastik mavi kürek ve siyah bir küçük poşet. İnsan ister istemez düşünüyor. ‘Bunlar bizi karsıya geçirmeye yeter mi?’ On dakika bile olmadan hersey hazırdı. Kaçakçıların sorumlusu olduğu anlaşılan kişi yanlarına geldi. Türkçesi iyi olmasada ne dediği anlaşılıyordu. Suya gireceklerini, sessiz olmalarını, kürekleri de birlikte çekeceklerini söyledi. Ve ardına düşmelerini işaret ettikten sonra da yola koyuldular. Mevsim bahar olsa da karanlıkta ülkelerinden kaçmaya çalışanlara bir fiske de sivri sinekler vuruyordu. Yanlarına bunun icin sinek kovucu ilaç almamaları kötü olmuştu. Gökte dolunayın olması insanı ister istemez korkutuyordu. Ya askerler onları görürse… Nihayet suyun kenarına vardılar. Meriç Nehri. Türkiye ve Yunanistan arasında sınır. Suya indirilen bota kaçakçılar bir anda herkesi bindirdi. Karısı ve iki çocuğuyla yola çıkan bir baba neyi düşünecekse onu düşündü. Edirne de çiftçilerin yaptığı ihbar uzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri suyun içerisinde boğulmus halde ikisi çoçuk biri kadın üç kisi buldu. Alınan bilgilere göre son zamanlarda yurttan kaçmaya çalışan terör örgütü üyelerinin bu yolu kullandığı biliniyor.Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. AA